on 29 Ağustos 2012 Çarşamba



İnanamıyorum kalbim sıkışıyo onu düşünmediğim zaman olmuyo. Hiç böyle olmuş muydum diye düşünüyorum ama cevap hayır...
Evet ben acaip şekilde abayı yakmışım ona... Okadarda derdim ha  Ekin sen asla sırıl sıklam aşık olmazsın heleki bu ortamda hayatta olamazsın derdim. Ne kadarda yanılmışım! Olayı baştan anlatsam iyi olucak. Biraz günlük tutar gibi olucak ama napabilirim ? içimdekileri dökmenin en iyi yolunu yazarak çıkarıyorum.  Son bi kaç gündür sıkıntı stres kafayı yemekteydim hatta agladım bile yani o derece.konunun başlangıcı sevgilimin hasta olması ile başlıyo. Zaten ozaman anladım delilik derecesinden aşık olduğumu.
Sevgilim hasta yatıyo ailesinin yanında bana 16 saatlik bir uzaklıkta sabah erken kalktım günaydın mesajını yolladım biliyorum sabahın 7si ve o hala uyur dedim ama uyumuyomuş anında cevapladı. Erkencisin falan derken birde öğrendimki hastaymış uyuyamamış. İçim bir yandıki yolda ekmek almaya gidiyorum kalbim sızlıyo hemde. Nasılsın neyin var falan derken işte öğrendim rahatsızlığını önemli bişi yokmuş biraz midesini bozmuş.
O gün 4 saat aralıkla nasıl oldun askım diye 3 defa mesaj attım 2 sini cevaplamıştı  sonuncusuna cevap gelmedi aradan bir saat geçti ve ben meraklandım  gelen mesaj “-Milyon defa sordun iyiym  sıkacağına bırak öleyim “ dedi Ne yapsam bilemedim başımdan kaynar sular hatta kızgın yağlar döküldü o derece ... İyi olduğunamı sevineyim yoksa bu mesajamı üzüleyim bilemedim. Bende onu tersledim.
Korkuyorum çünkü önceki ilişkim gibi olsun istemiyorum bitsin istemiyorum acı cekmek istemiyorum. İlişkinin yürümesi için elimden gelen çabayı gösteriyorum. Ona çok güveniyorum ama bir taraftanda içim içimi yiyo ya tee uzaklarda başka ilde gay arkadaşları ileyken yanlış bişi yapıyomu diye... Diyiceksinizki gerçekten onu seviyosan ona güveniyosan bu düşünceyi unut.bunuda düşündüm evet geçekten seviyorum güveniyorum ama onun geçmişinide biliyorum. O başka ildeyken arkadaşlarını tanımıyorum. Ama eminim yapmadı yapmazda güveniyorum da...
Neyse trip attım msj atmadım ertesi sabah o kendisi mesaj attı günaydın diye günaydın dedim ve mesajlaşma bitti ben bu arada bizim aramızı yapan canımdan çok sevdiğim abim kadar yakın olan insana yazıyorum durumu anlatıyorum oda meğersem bnden gizli konuyu araştırmış sevgilimle konuşmuş esasını öğrenmiş. Yarım saat falan oldu 25 saatten sonra mesaj attım sevgim nasılsın diye canı sıkkın yürüyüşe çıkmış yalnzısan arıcam dedim ve aradım. Beni özlemiş ailesinin yanında sıkıntıdan patlıyomuş  buradaki arkadaşlarını özlemiş vs. Sonra senle bir konu hakkında görüşcem gelince dedi bi an nevrim döndü konu ne merak ettim soruyorum söylemiyo  ortak arkadaşlarımızda çıt demiyo anlatmıyolar ya ağzından kaçırı verdi falanca arkadaşlarımız sana bişi dememişler oh ne güzel falan diye. Ben durur muyum ? aslaaa ! telefonu kapatmamla beraber hemen arkadaşı aradım ciddi ciddi aramızda kalıcak diyerek kendi durumumu anlatarak o merak ettiğim görüşme neyle ilgili anlatmasını istedim. Öyle bir konuşmuşumki zaten  bülbül gibi şakıdııı J
Meğersem konu artık 3 ayın dolması ile cicim aylarının son bulmasını sık sık mesajlaşmanın yanlış oldugunu ilişkinin daha ciddi boyutlara cıkmasını istemesiymiş zaten konu benim için sıkıntılı değil senin içinde değil demişti.  Öyle bir rahatladımki anlatamam...
Ağalamak istiyorum ağlayamıyorum rahatlamak istiyorum ağlasam olacak ama olmuyo azcık duygusal bir yapım var bunuda yeni anladım YUH BANA ... yazıyorum bi nevi rahatlıyorum bunu çok iyi anladım.
Aaaa bak bahsetmeyi unuttum sevgilim gay arkadaşları ile ankaraya gelicekmiş buradaki gay bara gidip sabahındada istanbula gidiceklermiş ve ne kadar gay cafe ve bar varsa geziceklermiş. Gelde kafanı tırmalamasın bu konu yanındaki arkadaşları kesin birileri ile birlikte olucak adım gibi eminim ağzından kaçırdı çünkü... ee benim sevgilim ? Güven nereye kayboldu  ? Sizce bu durumda ne yapmalıyım ? Hayır gitme sen dersem ki gidicek ama aramız bozulcak git desemde benim kalbim buna nasıl dayanıcak ? çünkü ben onunla gidemiyorum ne yapmam lazım biri bana yardımcı olsun

HELP ME !
on 27 Ağustos 2012 Pazartesi

Canciğer kuzu sarmam bitanem Bigaycığım  cidden çok samimi söylüyorum Seni Çok Seviyorum
                Beni daha önceden tanıyanınız yok saolsun Bigay beni tekrar blogger dünyasına döndürdü ve ilk mim ‘im için bana bir şans tanıdı. Şimdi herkesinde bildiği gibi Mim de bazı kurallar var ( ben bu kuralları tövbe bilmezdim  ) kuralları aynen Bigaycığımdan kopyalıyorum.
Kurallar:
1. Kuralları üşenmeyip yazan Kezban' a MiM yaratıp sizi ve beni eğlendirdiğim için Bigay’a, paslayarak başınızı belaya sokan bana teşekkür edersiniz ki ben Kezban'a ve Bigay'a teşekkürlerimi sunucam.
2. Mim çok basit, maddeler hakkında ki yorumlarınızı yazın, yaparım yapmam diye belirtin, en sonunda da  bu maddelerin ya tamamını ya da7/8 ni, 6/8ni yapıyorum gibi istatistik çıkarın ki açıkça oranı bilelim.
3. Bu sekiz madde dışında bence şunu da yapıyoruz diye kendi maddenizi de ekleyebilirsiniz. Özgün olmak adına önemli. Sizin düşüncelerinizde sonuçta önemli
4. En fazla 3 kişiye paslayabilirsiniz. Pasladığınız kişinin yazması için baskı uygulamalısınız. “Sizin de bu blogta bir ağırlığınız olsun di mi?” diyen Bigay doğru söylüyor ama ne kadar baskı kurabilirim bilmiyorum :S
5. MiM başlığı sabittir herkes bu başlıkla yazar. Dişi bloggerlar "Hepimiz Kukumuz İçin" diye değiştirebilir tabii ki  hahaha

                Öncelikle kurallar için Kezban’ a teşekkürlerimi sunuyorum. Hemde bol bol  J Ardından canım dostum Bigay sana sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum bu Mim ‘i yarattığın için, ayrıca bana pasladığım içinde. Ve gelelim kurallara ardından benim yorumlarıma...
1.       Hangimiz tanışıp hoşlandığı insanı hemen çıplak hayal etmiyor?Karşı tarafla ''pokemonlar'' konusunu konuşsanız bile o an çoktan içimizden ''seni seçtim sikaçu oyş'' diyip,türlü fantezilere dalıp gidiyorsun.Kimse bana ''ayy kezban uydurma'' falan demesin!
Ciddi ciddi hemen çıplak olarak hayal etmiyorum şahsen. Bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. En azından biraz süre geçmesi lazım. Hayal edebilmem için onun a’mı p’mi yöneliminde  bunu bilmem gerekir o anki yönelime bağlı yani J Bigay’a dan kopya çektiğimi sanmayın sadece kafalarımız uyuşuyor ... Ayrıca ben hoşlandığım çocukla eğer vakit geçiriyorsam onun yanındayken bunu hayal etmem o yanımda yokken hayal ederim.

2.       Hangimiz biriyle buluşmaya giderken en sevdiği veya yeni aldığı kıyafeti giymiyor?Evet evet daha etiketini bile sökmeye kıyamadığın şeyi o an ''amaaan senelerdir var bu bende'' yüzsüzlüğüyle giyiyorsun.Halbuki evde klorak lekeli pijamanla oturuyorsun.                       Bak bu doğru işte kesinlikle katılıyorum sana biri ile buluşmaya giderken hele ki bu kişi sevgilim yada hoşlandığım çocuk ise kesin şık görünmem lazım. Ee bunun yoluda kendimi hangi kıyafetimle mutlu ve yakışıklı hissediyorsam o kıyafet olacak. Genelde bu durumlarda spor keten gömleğim çok iş görüyor.

3.       Hangimiz sevgilisinin evinde titizlikten ölecekmiş gibi davranmıyo?Normalde evde taşaklarını avuçlayıp sonra bişey olmamış gibi mouseu tutan insan.Sevgilisinin evinde veya otelde her nerdeyse...hemen bi Ayşe Teyze'ye bağlıyo.Yok sürekli koltuk altını kontrol etmeler,tuvalete gidip dişlerinin arasında bişey var mı diye bakmalar.Ohoooo
Bunun nedenini Bigay’ın sayfasında yorum yaparkende yazmıştım. Sonuçta herkes sevgilisinin yanında hoş kokmak temiz gözükmek ister. Onun gözünde değerinin artacağına kanaat getirir. Bigay bu durumu iki yüzlülük ile kendisini yanlış tanıtmaya yorumlamış. Doğruda yorumlamış ama şunada değinmeden geçemem. Her insan bir müddet sonra yaptığı rutin şeylerden sıkılır. Ve gitgide sevgilisinin yanında kendisi gibi olmaya başlar.

4.       Hangimiz dışarda yemek yerken içinden hesabı düşünmüyo?Bi kere zaten ''kim ödeyecek?'' kısmına girmiyorum bile.Ama şu hesap olayları çok rezil bişey.Hadi bunu ilk tanıştığın kişiye göre yorma.Mesela uzun ilişkilerde de çok tehlikeli bi konu bu.Ya bi taraf daha çok öder,ya ikisi ortak öder veya bi taraf hiç ödemez.Bunu cinsellikte oynadığı role bağlayanlar da var.''Ben ödeyemem o ödesin,sonuçta aktif o''diyenlere az çok şahit oldum.''Eee sen karın tokluğuna mı sikişiyosun tatlum :D:D?'' diye sorduğumda da çok terbiyeli cevaplar alamamışlığım var.
Bu konu bende tamamen muammada kalan bir konu.  Sonuçta sıradan bir buluşma ise her zaman alman usulünü düşünürüm  en azından bunu kendi yediklerimin parsını ödemek için . ve evet hesabı düşünürüm yani. Eğer cebimde daha fazla varsa 1 kez teklif ederim  ödemek için baktım olmaz diyo ( her şekilde olmaz derler ) ısrar etmem. Ama bu buluşma hoşlandığım bir kişi yada sevgilim ise işte durumlar değişir. Karşımdaki kişinin aktif mi pasif mi olduğuna bakmam birkere. Önceliğim onun duruşu hal ve tavırları yani kısaca kişiliği haa bu duruma aktiflik pasiflik etki etmiyomu diyenler vardır ki kesinlikle ediyordur. Kişi aktif ise zaten o ödemek ister ki yapmalıda asla ödemem  ama kişi pasif ise zaten bir çekimserlik yapar ve hesabı benim ödemem gerekir ( işte şimdi sıçtık bu yüzden pek buluşmalara katılmam ya ) bu açıklamayı yapmamın sebebi yani tamamen cinsel yönelime bağlamam demek istememdendir. Çünkü istisnalar kaideyi bozmaz. Pasif olupta hesap ödeyenler hatta aktif olupta hesap ödetenlerde vardır.

5.       Hangimiz zaman zaman Yıldız Tilbe dinlemedik ki?Müzik konusuna baktığımızda herkes Yann Tiersen'in 2.şubesi nerdeyse.Öyle kaliteli,öyle süper marjinal kişilikleriz ki sıçtığımız boklar bile biblo gibi.Hay allahım ben bi kere çok darlanmışım,canım sıkkın.Msnde de ne dinlediğimiz gözüküyo haliyle.Açmışım bi tane Gülden Karaböcek dertlenmişim.Hemen birisi aşağıdan ''Ya şaka mı:)?'' diye bana yazmış.O sıkıntıyla ben bunu görünce 2-3 aydır konuşup anlaşmama rağmen azına yüzüne sıçıp yollamışım.Geçen hatırlattı,tanıttı kendini yinee artık arabeskçi olmuş ehehehe..Neyse
Vallaha müzik zevkime kimse karışamaz yeri gelir Yıldız Tilbe dinlerim yeri gelir yabancı müzik dinlerim. Müzik insanın ( en azından benim ) o anki ruh dünyamı yansıtır. Bu arada asla dinlemem dediklerimde vardır tabiki örn: İsmail Yk       Haaa biri bana “aa ne kadar eski şarkı dinliyorsun “ yada buna benzer aşağılayıcı bir söz söylerse dediğine de pişman ederim .


6.       Hangimiz evde annemizle saç baş kavga ederken bi anda çalan telefona ''Alo ifindiiim ivit napiiim ivdi oturuyorum işte'' diye sakin sakin cevaplar vermedik ki? Aslında bunu da çok yapıyoruz.Ailemizde olan sorunları kesinlikle kimseye anlatmıyoruz.Özellikle sevgilimize daha bi anlatmıyoruz.O bizim ailemizi pür neşe,sevimlilik şelalesi,neşe zoptiriği,şirinler köyü olarak gördükçe kendi ailesinin bokluğundan bahsetmek istemiyo.Eee al işte sana karşılıklı ayakta sikmece.Bilmiyorum ya bence insan ''ben dün anneme kafa attım biliyo musun?'' demeli.(ehehehe yani kafa atmamalı tabi) Bazı şeyler biraz daha samimi olmalı...
Kısa ve öz diyorum bu biraz kendini yanlış tanıtmak oluyor. Haa herşeyide anında dakikasından anlatmak olmaz ama karşı taraf senin suratında yada sesinden bir şey anlarsa da saklamamak gerekir  yada yanlış bir şekilde aktarmamak gerekir ( yalan )

7.       Hangimiz daha sevgili olmadığımız halde o kişiye ''BENİMSİN'' tavrıyla yaklaşmamıştır ki? Aslında en yarak gibi olanı bu bence.Aranda daha ne olup bittiğini bilmiyosun o kişiyle ve gidip trip atıyosun.Bence birini kıskanmaya hakkın olmadığını düşündüğün an kapı kolundan bi farkın kalmıyo.O çok göt bi durum...çok çok hem de..Sevgili desen değilsin,arkadaş desen hiç değil,nesin amk sen? Kuzen misin enişte misin la bioksin beyinli!!!
Şahsen öyle bir durumum olmadı. Çok samimi bir şekilde bunu dile getiriyorum. Sonuçta karşılıklı hoşlanmadığım birine yada sevgilim olmayan birine “BENİMSİN” demem. Bu aynı “olmayacak duaya amin demek” gibi bir şey olur ...

8.       Veee hangimiz özlediğimiz kişiyi düşünürken bir başkası tarafından da biz özlenmedik ki? Bu çok doğru kordineli gidiyo maalesef bu hayatta.Senin özlediğin başkasını özlüyo,başkası da başkasını özlüyo,sonra o en başkası gelip seni özlüyo...Belki bilmeden bi elazığ burma bilezik halkası yaratıyoruz bazen ama hayatta böyle nevrotik.
Ayy ben bu durumu çok yaşadım. Onu özlüyorum ama o beni özlemiyor oda eski sevgilisini özlüyor. Onunda eski sevgilisi hayatına giren ve onu etkileyen kişiyi özlüyor. Saadet zincirimiz devam ediyor ama uçtaki kişi beni özlemiyor. Buna adım gibi eminim ....
İstatistik sonucu : 6/8 oran okadarda yüksek sayılmaz ama sınırda mıyım nedir J Dikkat etmekte fayda vardır diye umuyorum ... Ve ilk Mim’imde hayırlı uğurlu olsun

Yigit Tan, Patrik'in Dünyası, ArnavutKaldırımı sizlere pasladım umarım eğlenirsiniz J

on 15 Ağustos 2012 Çarşamba

ü Özlemek Nedir?
ü Kimler özler?
ü Duyduğun bu his gerçekten özlem mi ?
Tamam kabul ediyorum biraz mim yapar gibi oldu.  Ama hiç düşündünüz mü bu soruları? Ben düşündüm. Hemde çoook düşündüm ...
Özlemek nedir ?  İşte ilk soru; Bana göre özlemek, Özlediğin kişiyi her an yanında istemektir. Ona sıkıca sarılmak, kokusunu iliklerine kadar hissetmektir. Ayrı iken acaba şuan ne yapar nasıldır ? aç mıdır? Canı sıkılıyor mu ? Acaba oda Beni düşünüyor mu demektir ... Bunlar kiminize göre saçma gelebilir, hatta dersiniz “- bu son söylediklerinizin özlemek ile ne alakası var “ diye. Ama var çok alakası var. Özleyen kişi bunları düşünür.  Aslında yanlış yazmışım 2. Sorudan sonra bunları yazmam lazımdı. “Kimler Özler?”  Esas soru bu ki “Özlemek” nedir anca onlar bilir ...
Kimler Özler?  Tipik herkesin bildiği Kilişe bir cevap veriyorum seven özler ... Ama günümüzde bu seven kavramı çok değişti... Her önüne gelen seviyor artık. Ama bir bakıyorsun 1hafta sonra ayrılıyor yada ay hatta aylar sonra. Ayrılmayı geçelim sadece sevgili olanlar sever gibi oldu. Sevgili olmayanlar, platonik takılanlar, sevdiğine açılamayanlar... Bence gerçek sevenler bu saydıklarıma uyanlar . Sevgi hemen olabilecek bir şey değildir. Zaman ister, sürekli görmek ister, sürekli duymak ister, ve en önemlisi sürekli hissetmek ister. İşte bu son yazdığım madde ile son sorumun cevabını da az çok verir gibi oldum. Bir tarafta aylarca sevip sonradan birbirine açılmış hatta çıkmaya başlamış bir çift olsun. Bir tarafta da hemen yeni tanışmış 1 hafta sonrada çıkmaya başlamış bir çift olsun. Gerçek aşık olan gerçekten sevgiyi aşkı ve ÖZLEM i hisseden ilk çift ... Kim ne derse desin doğru olan bu.
Peki “Duyduğumuz bu his gerçekten özlem mi?” yukarıda da az önce örnek verdiğim çiftler varya 1. Çift için evet ... 2. Çift içinde evet ama hissiz evet. Onlarda his yok en ufak tartışma ilişkiye zarar verir. Birde eski sevgiliye olan özlem vardır. Herkes buna özlem der ama aslında nefrettir. “-Neden nefret olsun ki?” dediklerinizi duyar gibiyim. Ama Nefrettir bu. Adı üstünde bitmiş gitmiş ilişki eğer gerçekten özleseydi gerçekten aşık olsaydı zaten bitmezdi ki... Bunu yaşayanlardan biride benim. Başta özlediğimi sanıyordum hemde deliler gibi hiç aklımdan çıkmıyor. Ama onu gördükçe içimdekileri arkadaşıma anlattıkça anladım bu özlem değil!               Nefret !!!!  ben acı çekmişim ve hala acı çekerek özlediğimi sanıyorsam bu aptallıktır ama allahtan  böyle bişi hissetmiyorum. Siz siz olun eskiyi özlüyorsanız önce geçmişinize bir bakın.
Ne olmuşta bu hale gelmiş ilişki bir düşünün. Onun hala sizi sevip sevmediğini anlayın. Zaten eğer sevmiyorsa da ne yazar.  
   

   Benim gibi inatçı tiftik keçisinden duyduklarınız bu kadar. Özlediğiniz kişiye değer verin ama eğer sevgiliniz yada platoniğiniz ise bu sözüm eski defterler için geçerli değil.
on 13 Ağustos 2012 Pazartesi

Selam beyler
Geçtiğimiz günlerde sevgilimi evime davet ettim hem yemek yemek için hemde ailemle tanıştırmak için. Nasıl heyecan nasıl heyecan ... uçuyorum bildiğiniz J Ailemle tanıştırmak istemem ise şu;
Sonuçta tek çocuğum arada sırada “- ben arkadaşlarıma gidiyorum” diyip çıkıyorum işte bu da ailemi bazen rahatsız ediyormuş.sonuçta tek oğullarıyım merak ediyorlar kimle takılıyorum kimlerde kalıyorum kimlerle geç saatlere kadar geziyorum .... Ve gelelim tanıştırmaya.
Giziliyim ( hangimiz değil ki ) bu yüzden sevgilimi arkadaşım diye tanıştırdım en zor olan bölümde buydu. O gelecek diye sabahtan yemekleri bile ben yaptım. Tatlısından tut ana yemeğine, salatasına kadar ...
Bekle bekle vakit geçmiyor. İftar saati yaklaşıyor ne gelen var ne giden ... aradım telefonunu ama telefonda açılmıyor defalarca arasam da yok fayda yok. Annem saolsun artık başladı “-Gelmeyecek senin bu arkadaşların” diye . ( Arkadaşlarım diyorum çünkü sevgilim tek gelmiyor. Yanında 2 ortak arkadaşımızla gelecekti. ) Gelecek olan diğer arkadaşlarımı aradım onlarda ulaşamadı derken sonunda gelen mesaj beni rahatlattı.
“- Aşkım Özür dilerim uyuya kalmışım. Hemen çıkıyorum”  iftara kaldı 1 saat. 5 dakikada bir soruyorum neredesiniz diye. En sonunda mutfakta kurulan masaya ailem oturdu bende salondaki masayı hazırladım  ve karşılamaya gidiyorum  yola bir çıktım sevgilim karşımda ezan okunuyor etraf sessiz millet hep iftarını yapıyor. Kaderde sokakta sevgilimi beklerken orucumu açmakta varmış bir şişe suyla ...
Direk eve geldik arkadaşlarla salonda yemek yiyoruz ama yan yana yemek yemek hemde kendi evimde onun zevki işte inan her şeye değerdi. O kadar beklemeyi falan hep unuttum. Yanımda gülerek yemeğimizi yedik. Annemle çok iyi anlaştılar bu arada ... kahveler yapıldı çaylar içildi. 

Sevgilimi görmeniz lazımdı annemin gözüne girebilmek için tepsi taşıyor. Aaa bak demeyi unuttum ben o kadar “kemalpaşa” tatlısı yaptım aslında kuru tatlı değil mi şerbetledim. Sevgilim benim yaptığım tatlı diye yemeğe başladı ama sanırsam beğenmedi. :/ Fazla tatlı seviyormuş beyefendi ... ama bozuntuya vermedi J Ben anladım ...
Bir baktım bizimkiler gidiyor. Onlardan evden çıktı kafamı döndürmemle birlikte sevgilimin dudaklarına kavuştum J  Güzel bir gün, güzel son buldu. Sevgilim ve arkadaşlarım gidince bizimkiler ile konuştum arkadaşlarımı çok sevmişler. Sık sık gelsin diyorlar.
Zamanla her şey yoluna giriyor işte buda beni mutlu ediyor...
Hayatta asla olmaz demeyin doğrudan olmasa bile bir şekilde olur...
on 12 Ağustos 2012 Pazar
Beni tekrardan blog dünyasına sokan "Kaan Arer" dostuma çok teşekkür ederim . O ve onun müthiş yazıları beni tekrardan kendi benliğime getirdi .
Sıra geldi kendimi tanıtmaya ; 
  • Ankara'ya istemedende olsa sonradan gelmiş,
  • Üniversitesine burada başlamış
  • Ailesinin tek , azıcık şımarık, biraz haylaz cici gizli gay oğlu :)
  • İnatçıyım hemde oldukça inatçıyım (belkide burcumdan dolayı olsa gerek ) 
  • Kararlarımın arkasında duran doğru olanı hep savunan yanlış olanı ise fark edince doğruya yönelen bir tipim ( hiç kimse mükemmel olamaz değilmi elbet herkesin yanlış bildiği şeyler olabilir ) 
  • Evet homoseksüelim  yani eşcinselim ve bundan hiç şikayetçi değilim aksine çok mutluyum :)) 
  • Aileme yıllardır açılmaya çalışsam da  şuan beni bilmemeleri bi bakıma çok iyi en azından rahatım... Beni bilseler bu hiçte kolay olmazdı eminim 
  • Sevgi aşk mutluluk bunların hep içinde olsamda ne kadar değer versemde belkide bir noktadan sonra bana acı verecek şeyler en azından bunu keşfettim .... Ama daha genciz değilmi önümüzde uzun bir hayat var. Karşımıza neler çıkar bilinmez :P 
  • Kompleksi biriyim. Evet doğru okudun kafama taktım mı yaparım.
  • Kendin için istediklerini önce sen uygula sonra sana uygulansın demişler bu mantıkla yola çıkarım ( sanki nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak der gibi ) 
  • Vücudumla barışık biriyim fitim seksiyim yakışıklıyım ( kendimi övmek gibi olmasın :) ) 
  • Dışarıdan bakıldığında bir o kadar efendi normal hatta bi kaç kızdan çıkma teklifi almış hetero görünümlü bir bireyim .... ( olması gerekende bu sanırsam )
  • Elimden her iş gelir  yemek yaparım çamaşır yıkarım temizliğime düşkünüm  tam tamına ev erkeğiyim..( beni alan yaşadı ) 
  • Aile baskısı ... ııı bundan bahsetmesem de olur tüm Gayler bilir nasıl bir baskı olduğunu ..
  • Elhamdurullah  müslümanım ama dinimi, kendi istediğim şekilde yaşamayı severim . Şükretmeyi bilirim 
  • Adamına göre muamele nabza göre şerbet nedir nasıldır bilir uygularım 
( aa o resimdeki mi yok yok ben değilim ) 
Tamam şimdilik bu kadar yeter. Sonraki yazılarımla beni artık dahada yakından tanırsınız ...